Polipler kolon mukozasından kaynaklanan ve milimetrik ölçülerden daha büyük ölçülere ulaşabilen iyi huylu tümörlerdir. Poliplerin çoğu benign (iyi huylu) olmasına karşın bazılarında ise özellikle çapın artması ve genetik değişikliğe uğraması ile beraber kolorektal kanser gelişimi görülmektedir.
Kolorektal polipler erişkin yaş grubunda %1-12 görülürken 70 yaşından sonra ise nüfusun %40’inde görülürler. Yaşam boyu kolorektal polip belirlenme riski %6 iken kolonoskopi tetkikinde yüksek riskli olarak bulunan poliplerin sadece %5’inde kolorektal kanser saptanır. Polipler kolonun tüm bölümlerinde görülebilir. Ancak %70’i sol kolonda ,%20’si transvers kolonda ve %10’u ise sağ kolon kaynaklıdır. Kolorektal kanser olgularının %90’ı adenomatöz tipte poliplerden kaynaklanır.
Kolorektal poliplerin büyük bölümü belirti vermez ve tesadüfen kolonoskopi ya da kolon grafisi ile tespit edilir. Ancak aşağıdaki bulguların varlığında akla kolon polibi gelmelidir:
Kolonoskopi: En duyarlı tanı aracıdır. Eş zamanlı olarak tedavi olanağı da sağlar. Kolon polibi saptanan hastalarda kolonun diğer bölümlerinde de polibe rastlanma olasılığı %30 civarında olduğundan kolonoskopi yapılması tercih edilir.
Adenomatöz Polip: kolon poliplerinin büyük bir kısmını oluşturur. %5 kadarı kolorektal kansere dönüşürken, kanserleşen poliplerin neredeyse tamamına yakını adenomatöz poliptir.
Tubule Villöz Adenom: Orta büyüklükte olurlar. Poliplerin %10-15’ini oluştururlar ve sıklıkla rektumda yer alırlar. Yaklaşık %20 oranında kanserleşme riski vardır.
Villöz Adenom: Poliplerin %5’ini oluştururlar ve sıklıkla 60 yaş üzerinde görülürler. Çoğunlukla rektumda yer alırlar. Büyük ve sesil olurlar, kanserleşme riskleri %40 civarındadır.
Hiperplastik Polip: Diğer kolorektal poliplerin büyük bir çoğunluğu hiperplastik poliptir. Nadiren kolorektal kansere dönüşürler.
İnflamatuvar Polip: Genellikle kolorektal kanser açısından tehdit oluşturmazlar ve psödopolip grubunda yer alırlar.
Mikst Tip Polip: hem adenomatöz hem de hiperplastik polip özellikleri taşır.
Kolon poliplerinin, kolonoskopi sırasında sadece inspeksiyon ile malignite olasılıklarını anlayabilmek mümkün olmadığından polipektomi yapılması gerekir. Polipektomi işlemi ayaktan tedavi şeklinde yapılabilir. Kanama riski olan veya sapı olmayan yassı poliplerde güvenli bir şekilde polipektomi uygulanabilmesi için önceden tabanına serum enjekte edildikten(endoskopik skleroterapi) sonra polipektomi uygulanır. Özellikle son yıllarda bazı insitu karsinom seklinde tümörlere 'Endoskopik mukozal rezeksiyon' uygulanmaktadır.
Kolorektal kanserlerin sıklıkla 5-15 yıldan beri mevcut olan kolon poliplerinden kaynaklandığı belirlenmiştir. Genellikle 1 cm çapındaki adenomatöz kaynaklı bir polibin 10 yıl içinde %8 ve 20 yıl içinde ise %25 oranında kolorektal kansere dönüştüğü bildirilmektedir.
Endoskopik polipektomi sonrasında malignite saptanması durumunda tedavi çeşitlilik gösterir. Laparoskopik cerrahi, robotik cerrahi veya açık cerrahi ile malignite içeren kolon segmenti rezeke edilebilir.
Bazı genetik temelli hastalıkta gastrointestinal sistemde çok sayıda polip söz konusudur. Bu sendromların en bilineni Familyal Adenomatöz Polipozis (FAP)’tır. FAP kolorektal kanserlerin %1’ini oluşturur. FAP hastalığında ergenlik çağından başlayarak kolon genelinde yüzlerce polip gözlenir.%80’den fazlasında mide ve ince bağırsaklarda da polipler gözlenir. 20 yaşından itibaren bu nedenle hastalar gastroskopi ile mide, duodenum izlenir. 35 yaşına kadar yılda 1 kez kolonoskopi ile kolon poliplerinin takibi yapılır.